Ocak 2016 sayımız… İnsancıl 26 Yaşında
1 Çetin Örgen – Ben Gülten Akın (Şiir)
2 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Antropontoloji Açısından Hukuk Bağlamı
Toplumsallıkla birlikte edinilen ve çok çeşitli biçimlerde kendini gösteren, şu ya da bu biçimde varolan “kurallı, kurallara dayalı yaşama” her zaman “hukuk” olarak adlandırılabilir mi? Asıl sorun işte burada kendini göstermektedir. Ahlakın temeli olarak toplum her zaman kurallı, hatta yasalı durumda gerçekten hukuksal olan bir yapıyı oluşturabilmekte midir? Yasalı ya da çokça yasalara dayalı toplumsal ilişkilerde hukuk, yönelenin algısına, anlayışına açık olan yazılı hukuk söz konusu mudur?
6 Hüseyin Kandil – Kadınlar (Şiir)
7 Deniz Saraç – Kasım Ayı Şiir Etkinliği: Kavganın Kadını Şair Sennur Sezer
7 Ekim 2015’te sonsuzluğa uğurladığımız kavganın kadını şair Sennur Sezer’i 19 Kasım 2015’de atölyemizde, Adnan Özyalçıner’in de katılımıyla şiirleriyle yaşattık.
11 Mustafa Göksoy – Analar ve Şairler Durdurabilir Savaşı – Gök Yolunda İnsanımız – An Karanlık (Şiirler)
12 Yusuf Çotuksöken – Deneme: “Düşünce” Üzerine
İnsanın çok değişik tanımları arasında “düşünen varlık” oluşu da geçiyor. Öbür canlı türlerinden ayıran bir özelliği olduğu da belirtilerek? (Bana öyle geliyor ki öbür canlılar da düşünüyor, ama kimileri sadece sözlü olarak dile getirebiliyorlar da, yazıya dökemiyorlar.)
14 Bünyamin Durali – Gölgesine Sığınayım mı Kirpiklerinin (Şiir)
15 Temel Demirer – Sanatın Sınıfı veya Sanat Siyasal ve Sınıfsaldır
Yeni Kapılı yoldaşlarım, “Sanatın Sınıfı” başlıklı bir sunum istediler benden. Dolayısıyla konuşmamın başlığını onlar koydu. Bana kalsaydı: “Sanat Siyasal ve Sınıfsaldır” derdim… Evet, benim için “Sanat Siyasal ve Sınıfsaldır”.
Biliyorum, bu saptamam kimilerine, özellikle de “sanat sevicileri”ne çok katı ve köşeli gelecek. Ama ben bu tutumda ısrarlıyım. Çünkü sınıflı bir toplumda, beşeri olan her şeyin -niha-i kertede- siyasal ve sınıfsal olduğundan şüphe duymuyorum.
20 Rasim Demirtaş – Köy Rengi (Şiir)
21 Berrin Taş – Hep Yolda
23 Kasım 2015
Yaşamım boyunca hiç kimseyle yarışmadım. Yok ben özel bir insan olduğum için yarışmamış değilim. Yalnızca şu. Yarışmakta bir küçüklük var. Kendini birilerine göre düzenlemek var. Çok değerli gördüğün biri ya da birileriyle yarışarak kendini değerli kılma isteği var.
23 Mehmet Aydın – Direngen Bir Ses
Recep Çitikbel, ürünlerinde sürekli olarak umudu, insan yüceliğini, aydınlığı, emeği ve dostluğu dile getirmiştir. Bu değerleri de eğilmeden ve yaşama bağlı olarak haykırır. Dört duvar arasında oluşunu kitap okuyarak ve dostlarından mektup bekleyerek unutmaya çalışır. Düşüncesi ve duyguları, güneş görmeyen duvarları aşar. Akşam sessizliği, cezaevine çökünce onun uzaklardaki tanıdıklarıyla geçmişteki anıları gelir aklına.
24 Rasim Savak – Rasim’in Babası (Şiir)
25 Öner Yağcı – Bir Direniş Şarkısı: Fedailer Mangası
Bu anlamlı tanımlamayı hak eden 1940’ların devrimci şairleri, çok sevdikleri yurtlarında, edebiyat tarihlerine yıllar boyu alınmadılar. Okul kitaplarında görmedik adlarını, yapıtlarını kitaplıklara konulmadı kitapları. Antoloji hazırlayanlar görmezden geldiler, yok saydılar onları. Yayıncılar, dergiler, gazeteler yıllarca sırt çevirdi onlara. Kendi olanaklarıyla çıkardıkları dergiler kapatıldı, kendilerinin bastırdığı kitaplar toplatıldı. Kovuşturmalara uğradılar, hapislikler, sürgünler yaşadılar.
30 Dilek Deniz Gümüş – Dedim ki Sevmek (Şiir)
31 Aylin Yıldız – Ömer Faruk Toprak
14 Şubat 1920’de İstanbul’da Fatih’in Çarşamba mahallesinde doğan Ö. F. Toprak, altı yaşına geldiğinde ailesi Gönen’e göç eder. Yedi kişilik aile, kasabanın Çarşı mahallesindeki üç katlı ahşap bir evde yaşar. İlkokulu, dağlar arasında uzanan, düzlüğe kurulu bu kasabada bitirir. Gönen’de ortaokul olmadığından Ö. F. Toprak bir yıl bekletilir. Okulsuz yılı dolu dolu geçer, silinmez anılar kalır belleğinde.
36 Güldane Bulut – Bu Meydana (Şiir)
37 Mürşide Uysal – Sait Faik Abasıyanık’ın Plaj İnsanları Öyküsünün Değerlendirmesi
Yazar, öyküye tekil örgeyle başlar: Pipolu gençle Leh Yahudisi genç betimlenir. Onların giysilerine, tavırlarına, eğitimlerine, ne iş yaptıklarına değinilir. Söz konusu nesneler öyküyü ilerleten olaylarla sıkı sıkıya bağlıdır.
39 Hasan Akarsu – Türkülerini Söyleyen Ozan
“Sen Türkülerini Söyle” yapıtında, 1999’dan 2015’e değin yazdığı şiirler vardır. Çoğu şiirde ozan, cezaevinin ortamını yansıtırken dışarıya olan özlemini dile getirir. Şiirlerini kendisiyle, dışarısıyla konuşur gibi yazar. Olaylara yaslanır ve kimi ozanlardan etkilendiği gözlenir.
41 B. Sadık Albayrak – Şiirin Ölmez Gençliği: Özkan Mert
Toplu şiirlerini içeren kitaplarının adları Özkan Mert şiirinin ipuçlarını veriyor: “Nehir” ile “Yeryüzü Şarkısı”. Nehir kesintisiz bir akışı çağrıştırıyor. Suyun çağrıştırdığı ferahlama, doğanın canlılığı, manzaranın güzelliği var. Bu nehir coşkun akan bir nehir aynı zamanda, dağların arasından, gölgeli kanyonların içinden de akıyor. Nehir insanlığın dingin ve fırtınalı tarihini de çağrıştırıyor.
44 Kaan Turhan – Demirkubuz’u Nasıl ve Neden Eleştirmek
Sadık Albayrak’ın önce İleri Haber sitesinde, sonra İnsancıl dergisinin Aralık 2015 sayısında yazdığı, “Küçük burjuva sinemasının sonu: Bulantı ya da Zavallılar” yazısı üzerine düşünürken, Zeki Demirkubuz sinemasını ben mi yanlış biliyorum dedim ve gerçekten sistemin içinde sistemle bir yanı vardı da görememiştim diye düşünmekten kendimi alamadım.
46 Sibel Buket – Bağırsam… (Öykü)
Salih aradı akşam. Çok zaman oldu, özledik oğlum, dedi. Özledik be Salih’im, dedim. Sonra nasılsın, neler yapıyorsun faslı… İşleri iyiymiş. Hâlâ amcası sayesinde ihaleler kapabiliyormuş. Çocuklarını anlatıyor uzun uzun. Eşini ise geçiştiriyor hafiften. Söz bana geldiğinde, sıramı kolaylıkla savuşturuyorum. Kendimden sıkılmışım zaten, ne anlatacağım…
48 İnsancıl’a Mektup
50 Basından
54 Bize Gelenler
55 Mürşide Uysal – Emekçinin Elleriyim (Şiir)
56 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
9 Kasım
Düşkırıklığına uğrayan solcular, halkın sorunları karşısında bilinçli… Buna karşın halkın “tarihsel ve toplumsal” kültürel odaklarını kavramış değiller. Maden kazasında ölenlerin kentinde, erkin oylarını artırmasını bir türlü kavrayamıyorlar. Bizim halkımız aydınlanma sürecinden geçmedi. Bu açıdan “takdir-i ilahi” açısından bakar olaylara.