İnsancıl’ın Nisan 2014 sayısı çıktı…

2014_04_insancil1             Sıtkı Salih Gör – Kuşadası Akyar Konaklarında Yüzer (Şiir)

2             Sibel Özbudun – Bir “Praksis Antropolojisi” İçin

 Antropoloji ile iktisat disiplinleri arasındaki ilişkiler, nedendir bilinmez, bir hayli zaaflı olagelmiştir. Bu durum yalnızca disiplinlerarası yaklaşımların oldum olası rağbet görmediği Türkiye üniversiteleri için değil, ABD’de bu iki disiplin arasındaki ilişkilerin pek “sıcak” olmadığını gösteriyor veriler. Dönem dönem yapılan araştırmalar, antropoloji dergilerinde en az alıntılanan yazıların iktisat dergilerinden olduğunu gösteriyor. Bunun tersi de doğru.

11           Cafer Yıldırım – Türkiye Şairlerini Dinle – I

12           Çetin Veysal – Örgütlenmenin Toplumsal ya da Politik Temelleri – I

Örgüt ve örgütlenme konusu, insanlığın geleceği ile ilgili en önemli sorunlardan biri olmakla birlikte, insanlık bu soruna, hakkı olan pratik yanıtı hala verememiştir. İnsan özgürlüğünün kalıcı bir barış açısı ile iç içe ortaya koyulduğu düşünce; kapitalizme köktenci karşı çıkış, tarihsel, toplumsal, ekonomik ve politik seçenek olarak ortaya çıkan belirleyici yaklaşımlardır, yani komünizan eğilimler ya da perspektiflerdir denilebilir. Örgüt ve örgütlenmenin sosyalizm/komünizm bağlamında temel anlamları nelerdir? Örgütlenmenin şimdi ve buradaki anlam ve önemi hangi sorunlardan/noktalardan hareketle belirlenebilir? Kapitalizme karşı seçenek örgütlenme perspektifleri hangi yaklaşımlardır? Sorularının ana hatlarıyla da olsa yanıtlanması, kapitalizme karşı mücadelenin nerede, nasıl ve nereden başlatılarak geliştirilmesi gerektiğini de tartışmayı gerektirir.

21           Hasan Akarsu – Gezi Parkı Direnişi (Şiir)

22           Ömer Naci Soykan – Ben Kimim?

Dünyaya geldim, gidiyorum; çoğu gitti azı kaldı. Tek düşüncem: ortaya koyduklarım, benden geriye kalacak olanlar, dünyada bırakacağım iz. Böyle düşünüyorum, ama yine de kuşkuluyum. Geride kalanlar da bir gün yok olacak, dünyanın bile ömrü sınırlı. İzlerim bir gün silinecekse, bunda ölümümden sonraki zamanın kısalığının, uzunluğunun ne önemi var.

27           M. Güner Demiray – Bozkır Yüzlüm (Şiir)

28           Berrin Taş – Hep Yolda

20 Şubat 2014

Söylemek isteyip de söyleyemediklerimi ne güzel anlatmış. H. Nur Erkızan, insanın üzerinde düşünmesi gereken en önemli sorulardan birinin “ben neyim”den çok “ben-siz” miyim sorusu olduğunu söylüyor. Ben-siz miyim sorusunu “ben-kimim” sorusundan daha önemli buldum. Kendinden kuşku duymayı çağrıştırıyor. İnsanın o küçük varlığıyla kendini olmuş bitmiş biri olarak algıladığını düşününce “ben-siz” miyim sorusu önem kazanıyor.

33           K. Kurtuluş Özbek – Domates Yetiştirmek (Şiir)

34           Nurşen Aydoğan – Gerçekçiliğe Katkı : Çağının Eleştirmeni Hüseyin Cöntürk

Okuyucusuz bir edebiyat düşünülemeyeceği gibi eleştirmensiz bir edebiyat da düşünülemez. Eleştirmenin başlıca ödevi sanatçı ile okuyucunun arasını bulmak; sanatçıları, yapıtları okuyucuya tanıtmaktır. Eleştirmen bu görevini ne kadar iyi yaparsa edebiyat da o kadar ileriye gider. Sanatçı-eleştirmeci-okuyucu sacayağından oluşan edebiyatın ayaklarından birindeki eksiklikle sacayağı işlemez olur.

37           Aykin Yıldız – Uzaktaki Sessizliğe Yergi (Şiir)

38           Hüray Kılıç – 8 Mart İnsancıl’da Kutlandı

8 Mart kadın özgürlüğü için savaşım veren kadınları anmak için bir fırsat olmanın yanı sıra, evde, sokakta, çalışma yaşamında uğradığımız ayrımcılığı sorgulamak için de bir olanak sunuyor bizlere.

 40           Mehmet Rahman – Yer Yatağı (Şiir)

41           Tuncay Özdemiroğlu – Leibniz Üzerine Beş Ders

Bu yazıda Gilles Deleuze’un Alman rasyonalist (akılcı) filozoflarından Leibniz üzerine yaptığı dersleri inceleyeceğiz. Leibniz devletin filozofudur, düzenin terimleri dışında düşünmeye asla yanaşmaz. Diğer yandan bu düzeni temellendirme gereksinimi duymaktadır. Ne de olsa her şeyin bir nedeni olmalıdır. Leibniz’in felsefesi varolan dünyayı, yaşanan kötülükleri, Tanrının varlığını ve iyiliğini temellendirme gereksinimi ile nedensellik arasındaki gerilimden çıkar.

43           Duran Aydın – Bir Kalbin İçyüzü (Şiir)

44           Ali Taş – Berrin Taş’ın “Güzel Şarkılar”ı

Berrin Taş’ın, bölüm adlarının bütünleştiği “Değerler Kitabı-Güzele Şarkı” adlı şiir kitabında, şiir dilini, çizgisini kendine özgü farklı bir dil ve sesle netleştirdiği görülüyor… Olumlu şiir poetikasındaki kazanımlarını üç şiir kitabıyla ortaya koyan Taş; yapıtlarıyla kendine özgü olumlu izler bırakmış.

47           Hasan Şahin – Bir Sıtma Tuttu Beni (Şiir)

48           Nil Çomunoğlu – Orman ve Ev (Sait Faik öykü değerlendirmesi)

Öykünün yazıldığı Cumhuriyet döneminde henüz Orman Kanunu çıkmamıştır (1936). Ormanlar özel mülkiyettir. Burada burjuva özel mülkiyeti olan bir orman üzerinden köylülerin fakirliği, işsizliği gösterilmektedir. Çocukların oynadığı bu orman denize benzetilerek özel mülkiyetin kaldırılması, ormanın ancak o zaman gerçek bir deniz gibi görülebileceği belirtilmiştir.

50           Mehmet Ercan – Hukuk (Şiir)

51           Çetin Tarı – Şüphe (Öykü)

Lilith’i öğrendiğimden beri gözüme uyku girmiyor, ama asıl korkum o değil aslında… Yanımda yatan bu adam, eşim, kaynağım, varlığım… Yine sabaha karşı geldi evine ve yine cevap vermeden yatıp uyudu… Biliyorum, benden sıkıldı, değişiklik belki istediği, yadırgamıyorum bunu ama yılanla, hem de yaşadığımız bunca şey ve cezadan sonra buna neden olan ile tekrar yakınlaşması, elbet hayra alamet değil.

53           Hüseyin Kandil – Yanımda Olana / Gezi Parkı Karanfillerine (Şiirler)

54           Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi

6 Şubat Perşembe

Gördünüz değil mi. Halkı ikna edemezseniz ne denli evrensel olursa olsun, o ilkeyi halk benimsemez. Aydınlanmış bir halk, evrensel bir ilkeyi benimsemek için ikna edilmeyi beklemez. Aydınlanmadığı için ne kadar uğraşırsan uğraş evrensel ilkeyi benimsemez. Mahçupyan’ın Zaman’da evrensel ilkeden neden söz ettiğini anlamadım. Kavga evrensel ilke için mi veriliyor. Hayır. Belki de şöyle diyor Mahçupyan, sakın evrensel ilke diye tutturma. Bizim halkımız evrensel ilkeden anlamaz. Onun tek ilkesi vardır, çıkarı. Böyle demişse doğru demiş. Evrensel ilke geçerli değildir bu topraklarda.