İnsancıl dergisi Ağustos 2018 / Sayı 337

1   Nurşifa Çayır – Pul (Şiir)

2  Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 26

“Şimdi ve burada” asıl gündemimizi oluşturacak olan Kant’a gelelim. Kant sorduğu sorularla antropontolojinin öyle güçlü bir temsilcisidir ki, kavram yaratmayı tüm temelleriyle insana bağlar ve bu bağlayış, onun tüm felsefi söyleminin taşıyıcı temeli olur; varolana ilişkin, varlığa ilişkin hesap verme çabasının insansal köklerini gözler önüne serer.

6    Mehmet RaymanSuskun Şehir (Şiir)

 7  Aylin Yıldız – Balzac’ın “Sönmüş Hayaller 1” İki Şair adlı Romanın Estetik Değerlendirmesi

İki Şair romanı, Restorasyon Dönemi’nden başlar, Temmuz Krallığı’nın ilk yıllarında sürer. Romanın geçtiği yerse Fransa’nın güneybatısına düşen Paris’le Bordeaux yollarının kesiştiği Angouleme’dir. Angouleme, bir taşra kasabasıdır.

 13   Hasan Çapik – Arzu / Çıldırasıya / Isırgan / Hele Bir Kımılda /Aşk (Şiirler)

 14  Berrin Taş – Hep Yolda

25 Haziran 2018

Acı karşısında dayanma gücümüz dışında yapılabilecek bir şey yoktur. Acı çekmek öğrenilir. Acıyla yaşayabilmenin seçenekleri aranır, bulunur. Tarla kuşu öterek dışlaştırır acısını. Şair sözcükleriyle acılı benliği arasındaki buluşmadan kesintisiz konuşabilme hakkı kazanır. Türkü söylerken konuşur, acıdan inlerken konuşur, coşkulu ince duygularla dolup taşarken konuşur.

20   Faruk Güçlü – Yazı Tura (Şiir)

21    Seçkin Zengin – Şair Berrin Taş’la Söyleşi

27  Hızır İrfan Önder – De Git Başımdan (Şiir)

28 Tahir Şilkan – Fakir Baykurt’un Anılarında Vedat Günyol

Örgütlü öğretmen mücadelesinin önderi ve Köy Enstitülerinden yetişen yazarların en tanınmışı olan Fakir Baykurt, “Özyaşam” başlıklı anılarında, yaşamının 65 yılını anlatır. 1999 yılında Almanya’da yaşamını yitiren Fakir Baykurt, 1994 yılına kadar olan hayatını anlattığı kitapların son cildi olan Dost Yüzleri’nde hayatında derin iz bırakmış dostlarına ayrı bir sayfa açar. Bu dostların başında Vedat Günyol gelmektedir.

34  İsmail Delihasan – Düşünce Harmanı

Kendine ve çağına yabancı olan, insana ve zaman yabancıdır. İnsana ve çağına yabancı olan yarınlarda olamaz. Kendi dünyasını düşünceleriyle aydınlatamayan insan karanlıktadır.

37  Nükhet Şarman – Pembe Bulut (Şiir)

 38  Hasan Akarsu – Anıtlık Çınarlar

“Anıtlık Çınarlar” öyküsünde anlatıcı hasta babasını, onun emeklerini düşünür. Çınar ağacının görkemiyle, kökleriyle babası arasında ilişki kurar. Eşitlikçi bir babanın olgun insan olmayı öğütlediğini belirtir.

 40  Gürcan Arıtürk – Fikret Otyam ile 1985 Yılında Yapılan Söyleşi: “1960’tan Sonra Rakam İcat Oldu Edebiyat Bozuldu”

 43  A. Didem Uslu – 2017 Kış, İlk ve Sonbahar Oyunlarından Devam Edenler

Yazarlar eskidikçe postmodern edebiyat yorumu, onların eserlerine yeni soluklar getiriyor. Bu yaklaşımı da doğru ve hoş buluyorum çünkü mesela Shakespeare için dört yüz yıldır yenilenme olmazsa, kurguları sıkıcı olmaz mı? Doktorası Shakespeare üzerine olan bir akademisyen olarak, zamana ve zemine uymak gerektiğini düşündüğüm için eski üzerindeki deneyselliği yadırgamıyorum. Aşırı uçlarda olmadığı sürece.

 49    Gülay Yeşilipek – İç Göç ve Toplumsal Değişim

Türkiye’de 1950’lilerden sonra hangi toplumsal ve ekonomik dönüşümlerin kitlesel iç göçe neden olduğuna bakılırsa; sosyal bilimciler, tarımdaki büyük dönüşümün kırdan kente iç göçe yol açtığı konusunda ortak görüş içindedirler.

 53  Hakan Gügercinoğlu – Kertenkelenin Gözü (Öykü)

Günlerden pazartesi. Yılda bir sefer bütün köylü, çoluk çocuk ziyarete kadar yürürlerdi. Kadınlar birbirlerine sır verir gibi toplaşmışlar ama konuşmuyor, içlerinden dualar ediyor, ara sıra da, nazara karşı olsa gerek, tozlu patikaya kuru kuru tükürüyordu. Sümeyye, annesinin birkaç adım arkasında, ablasıyla el ele yürüyor, küçük kara gözleri kalabalığın arasında dayıkızını arıyordu.

 57  Basından

 58  Bize Gelenler

 59   Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi

21 Haziran Perşembe

Bırakalım tatsızlıkları şimdi… bugün yeniden doğdum… bana, yeniden dönen yaşamı duyumsuyorum…

Berrin Taş, beni İnsancıl’a götürüyor. Yeniliklerin içinden geçiyoruz. Yeni yollar… yeni ağaçlar… Yenikapı… Aksaray… İnsanlar… Köprüde balık tutanlar…

Bende bitmez tükenmez bir sevinç.

İnsancıl… masam… kitaplar… kağıtlar… kalemler… hepsi yeni… yepyeni…

Takvim bir ay öncesinde kalmış. 5 Haziran’da kalmış takvim… ben, yaşam kavgası verirken…

Şimdi yeniden başlıyorum yaşama.