1 Berrin Taş – Ben Sizin Aşklarınızı da Bilirim (Şiir)
2 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Etik-Hukuk İlişkisi Üzerine
İnsan dünyası, çokça sorunlu ilişkilerin dünyasıdır. Bu durum temelini insanın varlıksal yapısında, insanın toplumsal-tarihsel-kültürel bir varlık olmasında bulur. İnsan yaşama dünyasında; bir
yandan kendisiyle, toplumla ve toplumun örgütlediği kurumlarla olan ilişkisinde gereksinimlerini
yanıtlamaya çalışır; öte yandan da insan, karşılanması ya da giderilmesi beklenen gereksinimlerle, insan dünyasını taşıdığı ileri sürülen değerler arasındaki çatışmanın içine düşer ya da düşebilir.
5 Mürüvet Yımaz – Güz Rüzgarları Eserken (Şiir)
6 Cengiz Gündoğdu – Romanda Estetik Değerlendirme
Türkiye’de Toplumsal Dönüşüm… çöküş romanlarımıza nasıl yansıdı. Bu sorunu ele alan gerçekçi
romanlar üstüne bir çalışma başlatıldı İnsancıl’da.
Roman değerlendirmesi dendikte bizde romanın özeti çıkarılır. Dergilerde… kitap eklerinde romanın özeti yapılır. Yazınımızın koşullu tepkesi bu…
Roman değerlendirmesi diye özet okuya okuya eleştirmen olan, eline kalemi aldıkta özete başlar.
Oysa önemli olan konu… konunun özeti değildir. Bir romanda karakterlerle yaşam arasında nasıl ilişki kuruldu, nesneler nasıl kullanıldı, olaylar nasıl örüldü, canlandırma… iç çatışkılar, dış çatışkılar nasıl kurgulandı.
6 Fehim Yurdal – Miskinler Tekkesi (Romanda Estetik Değerlendirme)
Reşat Nuri, Türk romanında gerçekçiliğin öncülerindendir. Roman, toplumun en alt katmanı
olan dilenciliğin bilinmeyen yüzünü göstermesi açısından Türk yazınında pek işlenmemiş bir konuya değinir. Reşat Nuri, ilginç bir karakter yaratmıştır Miskinler Tekkesi’nde. Bu karakter, doğulu,
kurnaz bir miskindir. Yaşamak için para kazanması gerektiğinin bilincindedir, ancak bunu en rahat bir biçimde gerçekleştirmek ister.
13 Tahir Şilkan – Kuvâyı Milliye (Kurtuluş Savaşı) Üzerine
Nazım Hikmet, İstanbul Tevkifhanesi, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yıl hapis yatıp, özgürlüğüne kavuştuktan kısa bir süre sonra, ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Askerliğini güverte subayı olarak yapmış olmasına karşın yeniden askere alınarak orada öldürüleceği söylentileri üzerine, hayatta kalabilmek için eşini ve çocuğunu ülkede bırakarak yurt dışına kaçar.
18 Bedriye Korkankorkmaz – Şiirin, Yalnızlıkların Dervişi: Berrin Taş
Bu akşam eskisi gibi beni sarıp sarması için çağırdığım şiirin ruhu çağrıma kulak verip geldiği için mutluyum. Şiirle, birlikte Berrin Taş’ın şiirleri üzerinde düşünce üretiyoruz. Göğün yerle yerin de gökle konuştuğu ana şahitlik ediyorum; çünkü şiir gök ben de yerim. Şiirle aramdaki uçurumun farkına varıyorum. Göğü öpüyorum. Şiire beni neden terk ettiğini, neden kendisinin irfanına
eremediğimi, dahası aklıma gelen düzinelerce soruyu bir çırpıda soruyorum.
22 Hasan Akarsu – Üçlükler (Şiir)
23 Ahmet Özer – Şiir Yolculuğunu Dört Kitapla Taçlandıran Mehmet Atal
Her ne kadar özgeçmişinde “Ellerin çocukları akıl toplarken ben çakıl toplamışım.” diye yazsa da Mehmet Atal’ın, iyi şiirin doruklarına tırmanırken yıllar önce de yaşama sevincini, ülke gerçeğine toplumsal bakışını, doğayı sevme inancını, yurdun değerlerini yok etmek isteyenlere karşı duruşunu da biriktirdiğini belirtmek isterim.
26 Berrin Taş – Hep Yolda
15 Mayıs 2015
Ülkemizde direnen şairlerin kitaplarının yaşatılmasında kadınların rolü büyük. Azime Korkmazgil de o kadınlardan. Birikimli, çalışkan bir insan. Hasan Hüseyin’in ardından kitaplarını yaşatabilmek için büyük emek verdi. Onun koruyucu kollayıcı yanını “Türküleri Yakanlar” kitabını okuduğumda anlamıştım. Kitabı bana 26 Şubat 1996’da imzalamış. “Bugün, Ozan’ın 12. Yıldönümü” diyor.
31 Mehmet Rayman – Beleme (Şiir)
32 Mehmet Aydın – Estetik Kalkışma Üzerine
Yazar, hemen edebiyatın bütün belirgin öğelerini ele alıp onlara ayrıntılı açıklıklar getiriyor. Eleştirel açımlamalar yanında, insanın ve yazarlığın temel değerlerini öne çıkarıyor. Duygusal, anlaksal (zihinsel) ve bilimsel çizgilerin düzeysel basamaklarını inceliyor. Kılı kırk yararak; gerçeklik, yabancılaşma, sömürü ve yaratıcılığın evrelerini (safhalarını) yorumluyor. Yaratmayı, bilimin bir eylemi olarak kabul ediyor.
34 Asım Öztürk – Islak Mendil (Şiir)
35 Fikret Uzun – Uzlaşma ya da Kompromi Sevdalılarına ve Kuyruklarından Ayrılmayanlara – II
Açıktır ki Lenin, Avrupa’da yakın zamanda devrim olmayacağı değerlendirmesini yapınca, ilk ve tek devrimi ve işçi sınıfının iktidarını korumak için önemli bir “ricat”, kendi ifadesiyle “kompromi” başlatıyor; NEP bu ricatın ilkidir; ve bu “ricat”ı, yani NEP’i, Sovyetler Birliği’nde kapitalist restorasyon imkanlarını arayanlar kendilerine model alıyorlar ve bunu başlatan bir Lenin’i model olarak kabul ediyorlar ve Lenin’i bu yönde asimile etmeye ve hâlâ çalıştıklarını görüyor, biliyoruz!
38 B. Sadık Albayrak – “Biz İşçiler Hatıran Önünde Saygıyla Eğiliriz” – I
Orhan Kemal’in romanları, Türkiye’nin 20. yüzyıldaki değişme ve dönüşmelerinin edebiyatın estetik araçları ve diliyle yapılmış özlü bir anlatımını verir. Bu dönemi, değişme ve dönüşme sürecini bütün edebiyatımızda bulabiliriz, ama hiçbir yazar bunu Orhan Kemal ölçüsünde bütünlüklü ve kapsamlı biçimde yapmamıştır. Onun romanları yirminci yüzyıl Türkiye toplumunun kapitalist modernleşmesini ana çizgileriyle sergileyen tipler, kişiler, durumlar ve olayörgüsüne dayalıdır.
43 Cafer Yıldırım – İlkyaz Müjdesi – Gezi / 2013 – II (Şiir)
46 Ali Taş – İbrahim Yıldız’ın Üç Kitabı – I
“Kıyıda Bir İbrahim” (1990), hayatta olmayan bir şairin yapıtı… “Doruktaki Koltuk Boş”, “Işığın Kanı” ve “Toplumun Teni” adlı kitaplarının ardından yayımlamış “Kıyıda Bir İbrahim”i. Olması gereken de yerini bulmuş… Aramızdan ayrılan şairin şiirleri bütün özgünlüğüyle poetik kimlik olarak yer almış…
50 Gülüzar Özev – Nurullah Ataç’ın Bir Sözü Üzerine
İnsancıl Atölyesi’nde Nurullah Ataç’tan “İyi mi bütün kişileri sevmek dileği? Kötülüklerine küçüklüklerine aldırmamak, yargılamayınız öğüdüne uymak mı” tümcesine okurken Berrin Taş hocamız, bize bu tümce üzerinden bir yazı çıkabilir, dedi. Sözgelimi nefret ettiğimiz insanlar var mı insanlardan nefret edebilir miyiz…
Bu konu üzerinde daha önceki yıllarda uzun uzun düşünmüştüm. İnsanı anlamayla ilgili onca
okuduğum kitaplara, dergilere, bir yığın felsefi yazılara karşın, bana yanlış yapan insanları hoş görebilecek miydim.
52 Barış Akkurt – Anadolu Dergileri – IV
54 Ferki Haydaroğlu – Keko’nun Kardeşleri
Keko, Mardin Kızıltepe’nin bir köyünden Almanya’ya çalışmaya gelmişti. Yedi aydır Hess Lichtenau’da ‘haym’ dedikleri bir yurtta kalıyordu yirmi yedi Türk işçisi ile birlikte. Haziran ayında
çalıştığı fabrikada bir iş kazası geçirmiş, üç hafta kadar hastanede yatmıştı. Bu sabah taburcu olduğunda eline bir evrak tutuşturmuşlar ve Kassel’e gitmesini söylemişlerdi.
56 Bize Gelenler
57 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
4 Mayıs Pazartesi
Dergi yöneticisiyle şair, okurun estetik bilincini dumura uğratmayı iş edinmişlerse, ben, onlara
niye bunu iş edindiniz demem.
Ben Türkiye’nin sosyalistine… komünistine döner, şöyle derim onlara. Sen, emperyalizm…
sömürü… özgürlük… bunlarla insanı bilinçlendiremezsin. Sen, Ali Yüce’nin, Mehmet Başaran’ın,
Talip Apaydın’ın, Mahmut Makal’ın, Bahadınlı’nın yapıtlarını milyonlara götüremezsen, milim ilerleyemezsin.