1 Fazlı Humar – tepeden tırnağa Devrim (Şiir)
2 Adnan Öztel – Berrin Taş’ın Akşam Yalnızlığı
Sevgi, Berrin Taş’ın bütün yapıtlarında gördüğümüz temel bir konusudur. Bu yapıtında konuyu derinliğine ele almış. Felsefi derinlikli tema düzeyi oradan da estetiksel bir izlek düzeyi yakalamış, insani bir sorun gerçekçi bir şekilde ele alıp çok boyutlu işlemiştir. Burada Berrin Taş’ın felsefi birikimi, insani duyarlılığı ve sanatçı yaratıcılığı zirveleşmiştir. Berrin Taş sürekli kendini yenileyen, aşan bir şair.
8 Hülya Köksal Coşkun – Küllerinden Yeniden (Şiir)
9 Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Nermi Uygur’da Bunalımı Bunalım Yapan Nedir?
Felsefi söylemini bütünüyle insan dolayımında oluşturan ve bu nedenle de antropontolojik nitelikli felsefi yönelime büyük katkı sağlayan Nermi Uygur, insan-dünya ilişkisini büyük ölçüde bunalım kavramı üzerinden kurar. İnsan dolayımında felsefenin konularına yönelen ya da felsefi yönelimini insana özgüleyen Nermi Uygur’un tekil-tümel gerilimini, insan dünyası-yaşama dünyası ya da öznel dünya-nesnel dünya gerilimini “bunalım” kavramı üzerinden kurduğunu, bu gerilimin kendisinin yapısı gereği bunalım olduğunu biliyoruz.
13 Ali Tekmil – Sağım Solum Soma (Şiir)
14 Berrin Taş – Hep Yolda
9 Nisan 2015
6 Mart 2015 tarihinde KADEM “toplumsal cinsiyet adaleti” konulu bir kongre düzenlemiş. Kongre bildiri çağrısıyla belli ki kadınlara sesleniyor.
Kongrenin çağrısına bakarsak kadınların hiç sorunu yok. Toplumsal cinsiyet eşitliği var da bize az geliyor. Cinsiyet eşitliği az geldiği için bu yetersizliği adaletle süslemek istemişler. Okurken dondum kaldım. Hakikatten uzaklaşmak ancak böyle çağrılarla olanaklı olabilir.
19 Onur Yaşar – Şiirler
20 Mustafa Göksoy – Ben Kimim? Şairliğe Açılan Dünyam
Her zaman, bebeleri, çocukları çok sevdim. Bebelerin gülüşüne hayranım. Bebelerin gülüşü, aklımı hep başımdan alır; olabildiğince saflaşırım. Bebelerin gülüşünü şiir olarak görürüm. Şiir yerine, bebelerin gülüşü, insanlık bilincine eşanlamlı olarak yazılabilir; şair dünyamın düşüdür bu.
5 Ekim 1964, Vangölü çevresi Adilcevaz ilçesinde doğmuşum. Üç çocuklu bir ailenin ortanca
oğluyum.
27 Sıtkı Salih Gör – Sedirde Gözleri Süzgün (Şiir)
28 Mehmet Karakelle – Sandık ve Demokrasi Üzerine – I
Ne saklayalım, böyle olduğuna inanmak büyük bir rahatlık sağlıyor doğrusu insana: Demokrasi sözcüğü; bilen bilmeyen herkesin zihninde yıldızlarla çevrelenmiş bir yere yerleştirilmiş, demokratik olmayan bir yönetim biçiminin katlanılmaz bir toplumsal aşağılanma durumu olduğu inancı tam anlamıyla egemen
kılınmıştır. Bu yüzdendir ki, yoksunluğu dayanılmaz acılara yol açabilecek bu vazgeçilmez, onsuz yaşanmaz toplum biçiminin yürürlükte olup olmadığını sorgulamaktansa, onun bütün koşullarıyla sağlandığı bir toplumun üyesi olduğuna inanarak yaşayıp gitmek çok daha kolaydır.
33 Rasim Demirtaş – Kerpiç Evlerin Bayırına / Kesik Kesit / Gemlik İzlenimi (Şiirler)
34 B. Sadık Albayrak – Türk Romanında Kadının Hürriyetinden Sahneler
Daha ilk romanımız sayılan “Taaşşuk-u Tal’at ve Fitnat”ın ilk sayfalarında, kadının ikinci sınıf insan oluşunun, evliliği özgür iradesiyle yapamayışının sorunları ortaya konur. Kadın ile erkeğin toplumsal yaşam içinde bir arada olamadığı bir toplumda, Talat pencereden görerek âşık olduğu Fitnat’la buluşmak için kadın kılığına girmek çaresizliğine katlanır.
38 Bünyamin Durali – bir rüzgâra konuk olmak (Şiir)
42 Seda Gök – “Feminizm ve Aristotelesçi Feminizm Üzerine” Okurken – 7 / Kadın Erkek Eşitliği
Kendini demokratik olarak adlandıran bütün dünya ülkeleri, vatandaşları arasında eşitlik sağlamak istediklerini belirtirler. Ancak görünen odur ki hiçbir ülke bunu tam olarak gerçekleştiremez.
Kadın gerek hukuksal gerekse sosyal olarak erkekle eşit konumda değildir. Tarihsel olarak bakıldığında politik rejimlerin çoğunun ‘insan hakları’ olarak tanımladıkları hakları aslında ‘erkek hakları’ olduğu görülmektedir.
44 Hasan Akarsu – “Evvel Zaman İçinde” Şiirler
İnsanoğlu var olduğundan beri şiirle iç içe yaşamayı sürdürüyor. Onun için olmalı ki 1973 Üsküdar doğumlu ozan İbrahim Öksüz, “Evvel Zaman İçinde” adını veriyor şiir yapıtına. Şiirlerinde, çocukluğunu, sevilerini, doğayı vb alaysı bir dille yansıtıyor.
45 İsmail Delihasan – Hepimizden Biraz
Sevgi temizdir, temizliktir. Sevgi her şeyi temizler; sevgi bütün günahları temizler, sevgi günahsızdır; günahkârlarda da günahsızdır; sevgi ne kirlenir ne kirletir. Kirli olan sevgi olamaz; sevgi özünü ahlaktan alır. Sevgi en yüce ahlaktır. İnsan severek yücelir; severek yüceltir. En bakir olan sevgidir. Sevgi kendini ve sevdiğini yeniden kendinde doğurmaktır.
46 Meral Güney – “Haz ve Günah: Bir Tanpınar Yorumu”
‘Haz ve Günah: Bir Tanpınar Yorumu’ adlı eser dört bölümden oluşmakta ve her bölümde Tanpınar eserleri hakkında farklı bir bilgiye ulaşılmaktadır. Bilgiler verilirken de sanatçının zengin sanat eserlerinden yaranılmış özelliklede Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı eseri odak noktası olarak alınmıştır.
48 Yusuf Nazım – Mizahın Şövalyeleri
Şaka gibiydi gelen haber. Sanatın, kültürün, aydınlanmanın şehri Paris’te mizaha kıymıştılar! Silahlarını çekip gülme duygumuzu can evinde vurmuştular. Çizgilerin gücü susmuş; esprinin, gülmecenin, alay etmenin sesi kısılmıştı. Bir sabah, apansız neşesini kaybetmişti Paris…
Charlie Hebdo. Voltaire Bulvarı’na yakın bir kestane ağacı. Paris’in kestaneleri gibi, sivri dilli, acı.
50 Yekta Güngör Özden – Yok! (Şiir)
51 Evin Okçuoğlu – Öykünün Öyküsü (Öykü)
“Hasıra bakıp mısırı görenlerdeniz” demek külhanbeyi ağzı ile dersek adamın ciğerini okurum demektir. Yere serili hasırın mısır saplarından yapıldığı bilgisi ile donanmışlık yani teorik donanım ile gözlem bir olmuştur. Bu kişiye bir tür bilgelik aşaması kazandırmış olduğundan hafif bir böbürlenme de sezilmektedir. Şimdi öyküde bütün iş bu sözü kime söyleteceğimize gelmiş bulunuyor. Aslında anlatmak istenen başka idi.
53 Bize Gelenler
54 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
2 Mart Pazartesi
Yaşar Kemal yaşamını yitirdi. Günlerdir yoğun bakımdaydı. Bir anlamda bekleniyordu.
Yaşar Kemal sosyalistti. Yıllardır sosyalizm için, insan hakları için savaşım verdi.
Türkiye’de bir sosyalist öldükte, onu sosyalistler değerlendirir. Yaşar Kemal öldükte böyle olmadı. Gericiler… Müslümanlar… liberaller… postmodernistler değerlendirmenin çok ötesinde övgü yarışına giriştiler.