1 Molla Demirel – Yeni Yılın Işığı (Şiir)
2 Cem Çomunoğlu – Barış İster misiniz?
Başa dönelim ve soruyu yeniden düşünelim. Kıbrıs’ta barış isteyenler kimlerdi: Kıbrıslı Türk ve Rum işçilerin ortak üye olduğu PEO (Pan Kıbrıs İşçi Federasyonu) ve 1941’de kurulmuş olan sosyalist AKEL (Emekçi Halkın İlerici Partisi), 1960 öncesi verdiği sosyalist mücadele ile birleşik bir Kıbrıs arzuluyordu. 1948’de Rum ve Türkler maden ocaklarında birlikte greve gittiler. Deprem gibi toplumsal felaketlerde yardıma birlikte koştular. Sosyal hakların kazanımında omuz omuzaydılar. Sağlık hizmeti veren bir sendika kliniği kurdular.
6 Ebru Gonca Barut – İnsanca (Karikatür)
7 Hasan İldiz – Sonsuz Bir Zamana Yürümek (Şiir)
8 Bülent Habora – Ben Kimim?
İstanbul’da, Nişantaşı’nda, 28 Şubat 1940’ta doğmuşum. Annem Sabiha Ragibe, babam Nizamettin Habora. Babamı anımsamıyorum, çünkü ben 4 yaşındayken veremden ölmüş. Sonraki yıllarda kâh annemle, kâh yalnız, 1950’lerden sonra da annem ve üvey babam Dr. Faruk İlker’le Türkiye’yi dolaştım…
10 Müşir Kaya Canpolat – Dava Arkadaşım Bülent Habora
Ben İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra serbest avukatlığa başlamıştım. Bülent’te İstanbul’da yüksek tahsiline devam ederken bir yandan yazmaya devam etmiş, bir yandan da yayıncılığa başlamış, kendi kitaplarını ve çeviri kitaplarını ‘HABORA’ yayınevinde yayınlamakta idi.
11 Mahmut Özdemir – Korunmuş Levhada Bir Gece (Şiir)
12 Mustafa Tabak – Gerçekçiliğe Katkı: Tevfik Fikret “Hâlâ Gerçekçiyim, Hâlâ Gerçeğim”
Söylediklerim karşısında yüzünü asan Fikret, şöyle karşılık verdi: “Yaşadığım çağda özlediğim toplumun koşulları olgunlaşmadığı için bunu uzak bir gelecekten beklemekte haklıydım. Beni böyle bir beklentiye götürense gerçekçi bir şair olmamın bir sonucuydu. Bu yüzden şiire sığındım”. Derin bir nefes aldı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben şiirde bir yaşam amacı arayanlardanım…”
15 İsmail Afacan – İşçi Efem (Şiir)
16 Ahmet Kale – 112. Yaşında Dr. Hikmet Kıvılcımlı
Kendisinin ömrünü harcayarak geliştirdiği TARİH TEZİ’ni, Marks’ın Grundrisse eseriyle karşılaştırdığı Toplum Biçimlerinin Gelişimi kitabına yazdığı önemli önsözde şunları yazıyor: “Türkiye’mizde özellikle solcu veya sosyalist, hatta koyu Marksist olan kişilerimizin bir güzel huyları vardır. Dünyanın yedi iklim dört bucağında, okyanusun derin diplerinde bir ufacık Batılı düşünce işittiler mi yeryüzünün en coşkun heyecanı ile onu kamuoyuna sunarlar.
20 Berivan Kaya – Kuleler ve Martılar (Şiir)
22 Berrin Taş – Hep Yolda
10 Ocak 2014
Şair yeni yollar arayabilir. Şiirinde tıkanmıştır. Ne yapacağını bilememektedir. İkinci Yeni’nin aralık kapısından içeri sızmak kolayına gelmiştir. Şiir yolunda ilerlerken insandan uzağa düşmüştür. Süslemelerin, tumturaklı sözlerin ardına takılmıştır. İkinci Yeni’de varoluşuna dayanak aramaktadır. Yanlış bir yoldur bu. İkinci Yeni anlam ilişkisini koparmayı kendine övünç bayrağı edinmişlerin arayışıdır. Anlam ilişkisinin koparıldığı yerde varolmak olanaksızdır.
25 Tahir Şilkan – Nazım Hikmet Şiirinde Gelecek ve Umut
Nazım Hikmet; Aragon, Mayakovski, Nezval, Lorca, P. Neruda, B. Brecht, Eluard ile birlikte 20. yüzyılın en büyük şairlerinden biridir. Bütün şiirlerinde, anlatımında ulaştığı büyük ustalık ve şiire yaptığı katkısıyla çağlar geçse de unutulmayacaktır. Nazım Hikmet insanın ve insanlığın bütün hallerine dair şiirler yazmıştır. Nazım Hikmet sınırsız ve sınıfsız bir topluma inanan, bunun mücadelesini hayatın her alanında veren bir komünisttir.
31 Maksut Koto – Belki / Yar Gülü (Şiirler)
32 Asım Öztürk – Bir Gelinciğin Çıngırağıdır Şiir
Şiir hemen düşünülünce, usunuza gelince kurulan ve yazılan bir şeymiş gibi yaklaşımların yapısal açıdan da ne denli yanlış olduğunu çok değişik yaklaşımlarla açıklamak olası. Birilerinin önemsemediği bu karmaşık durumun içinden geçerken yaşananlar ve bu yaşananların yazdıklarınıza yansıması hem zaman alıcı, hem de o zaman içinde olgunlaşıp sizinle bütünleşmesi gerekir.
34 Serkan Fırtına – Diktatörlerin Yargıtatörleri
Günümüzde çeşitli davalardan yargılanan birçok kişi, hapishanelerden ses vermeye devam etmektedir. Bu isimlerin en önemlilerinden biri de gazeteci-yazar ve milletvekili Mustafa Balbay’dır.
İçeride geçirdiği yıllar boyunca, okuyucuları ile bağını koparmayan, gazetedeki köşesinin dışında yazdığı kitaplarla bu ilişkiyi sürdüren yazarlarımızdandır. Balbay, Silivri’de yaşananları, ülkenin geldiği siyasal toplumsal koşulları, çeşitli kitaplarında incelemiş ve incelemeye devam etmektedir.
38 Aytekin Arık – Acı, Acı Çekene Acıdır (Şiir)
39 Hasan Akarsu – “Türkiye Neden Feda Edildi”
Yanardağ’ın bu yapıtı bir kültür birikiminin dökümüdür. Yazar, Türkiye’nin “feda edilmesinde” en önemli etkenin, solun kapalı yapısı olduğunu vurgular. Soğuk Savaş ve Ilımlı İslam dönemlerinde, karşıcı olanlar ve sol, düşman bilinir, bellenir. Süper Nato, Kontrgerilla, İtalya’daki Gladio gibi çalışır. Sol ezilir, Harbiye imam hatibe yenilir. TSK, dinciliğe teslim olur. Devlet ve toplum dinselleştirilir, laiklik yok edilir. Ulusal günlerde düzenlenen mitingler, Gezi Direnişi vb Cumhuriyet’e sahip çıkma eylemleridir.
41 İnsancıla Mektup
49 Mehmet Aslan – Aşkın Gücü (Şiir)
50 Leyla Civil Aslan – Aras’ın Kahraman Babası (Öykü)
Ambulanslardan çevreye yayılan soğuk, mavi ışık, ritmik aralıklarla, esmer yüzünü, büyük kara gözlerini aydınlatıp geçiyordu küçük Aras’ın. İtfaiye, polis, jandarma, belediye yetkilileri, haberciler, siyasetçiler… Ağlayanlar, inleyenler, sırf seyir olsun diye oraya toplanmış olan meraklı gözler! Hiçbirini görmüyordu Aras.
52 Ahmet Fazıl Göktuğ – Durmadı (Şiir)
53 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
2 Aralık 2013
Düşman, insanımızın gerçekliğidir. Düşmansız yaşayamaz bizim insanımız. Düşmanımız yoksa, sıcak suya batırılmış lahana gibi gevşeriz, alıklaşırız, sık sık uykumuz gelir. Canımız sıkılır. Düşman bizi etkin duruma getirir. Kanımız alevlenir, gözümüz açılır. Şimdi yeni iki düşmanımız oldu. Düşmanımızın biri kredi kartı. Ege Cansen yazıyor, “Tasarruf düşmanı kredi kartları” (Hürriyet, 30/11/2013) Ege Cansen, düşmanı nasıl yeneceğimizi anlatıyor yazısında.
Öbür düşmanı Seyyit Nezir yakalamış, bakın ne diyor, “İkinci Yeni düşmanlarının bir türlü kavrayamadıkları ve anlamsızlık uçurumunda, dahası felsefenin ötesinde ve kara deliğinde görmek istedikleri Cemal Süreya şiirinin bu encam içre büyüklüğü, tarihin ironisi olarak, şiirin de evrensel kanıtıdır…”